Türkiye’de obez çocuk sayısı artıyor

Türkiye Milli Pediatri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, refah düzeyinin yükselmesinin obeziteyi tetiklediğini belirterek, “Son yıllarda hastanelere, obezite şikayeti ile başvuran çocuk sayısında yüzde 25 artış oldu” dedi.

Bitkisel protein içeriği düşük, yağ oranı yüksek çok kalorili yiyeceklerle beslenen çocuklarda obezite daha kolay gelişiyor. “Anne sütü, mamalarla değil, ev yemekleriyle desteklenmeli. Mamalarla büyüyen çocuklar obeziteye yatkın oluyor, obez olan çocuk ileride de obez kalıyor” diyen Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu ve bazı kanser türlerinin obezite ile doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. 

Türkiye Milli Pediatri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, vücutta bulunan yağ dokusunun normalden fazla olmasının “obezite” olarak tanımlandığını söyledi. Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, kötü beslenme biçiminin sonucu olarak ortaya çıkan obezitenin, hazır gıdaların tüketilmesi, “fast-food” diye adlandırılan ayakta atıştırma, dengesiz ve düzensiz beslenme, kalıtım ve hareketsizlik sonucu çocuklarının gelişimini tehdit ettiğini kaydetti. Türkiye’de, geçmiş yıllara oranla obezite şikayeti ile hastanelere başvuran çocuk sayısında yüzde 25 oranında artış görüldüğüne işaret eden Hasanoğlu, bunun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği uyarısında bulundu.

Beslenme biçimi ve beslenme alışkanlığı olarak bitkisel protein içeriği düşük, yağ oranı yüksek çok kalorili yiyeceklerle beslenen çocuklarda obezitenin daha kolay geliştiğine dikkati çeken Hasanoğlu, “Bunlar, genellikle hamburger, cips ve kolalı içeceklerden oluşuyor” dedi.

Ailelerin, “Şişman çocuk sağlıklıdır, ileride boya gider” düşüncesinin mutlaka değişmesi gerektiğini belirten Hasanoğlu, yeterli ve dengeli beslenmenin çocuk gelişimi için yeterli olacağını anlattı.

Hasanoğlu, anne sütü almayan çocukların obeziteye daha yatkın olduğunun belirlendiğine işaret ederek, “Bebekler, en az 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli, mümkünse 1.5-2 yaşına kadar anne sütü verilmeli. Anne sütü, mamalarla değil, ev yemekleriyle desteklenmeli. Mamalarla büyüyen çocuklar obeziteye yatkın oluyor, obez olan çocuk ileride de obez kalıyor” diye konuştu.

“TELEVİZYON VE BİLGİSAYAR OBEZLEŞTİRİYOR”
Hasanoğlu, anne ve babanın aktif çalışma hayatı içinde olmasının, çocuğa yeteri kadar vakit ayrılmamasına neden olabildiğini belirterek, “Anne ve baba, eve geç geldiği için genellikle yemek yapamıyor, çocuklar sağlıklı ev yemekleri yerine açlıklarını hazır gıdalarla bastırıyorlar. Bu çok sağlıksız” dedi.

Ayrıca, sürekli bilgisayarla oynayan ve televizyon seyreden çocukların bu sırada devamlı olarak çikolata, kolalı içecekler, fındık-fıstık ya da cips gibi yüksek kalorili gıdalar tükettiğini anlatan Hasanoğlu, çocukların televizyon ve bilgisayarla vakit geçirmeyi alışkanlık haline getirmesiyle birlikte giderek hareketsizleştiklerine dikkati çekti. Hasanoğlu, “Uzun süre televizyon seyreden ve bilgisayar karşısında vakit geçiren çocuklar, bir yandan da abur cubur yemeleri sonucu obezleşiyor” dedi.

Çocukların, hareketli yaşamdan kopmaması için spor yapmaya özendirilmesi gerektiğini ifade eden Hasanoğlu, her çocuğun bir spor dalıyla uğraşmasının faydalı olacağını söyledi.

Anne-baba arasındaki, ya da ebeveynlerle çocuk arasındaki olumsuz ilişkinin çocuğun ruhsal yapısını olumsuz etkileyebileceğini ve bunun da aşırı yemeye neden olabileceğini ifade eden Hasanoğlu, “Obez çocukların hikayelerinde genellikle okul yaşamındaki başarısızlık, arkadaş edinmede sıkıntı çekilmesi, aile içinde huzursuzluk gibi sorunlarla karşılaşıyoruz. Obezite, boşanmış ya da ayrı yaşayan ailelerin çocuklarında daha fazla görülebiliyor” diye konuştu.

“CİDDİ SAĞLIK PROBLEMLERİNE YOL AÇAR”
Hasanoğlu, obezitenin, kalp ve damar, solunum, hormonal ve sindirim sistemlerini etkileyebileceği ve çeşitli hastalıklara neden olabileceği uyarısında bulundu.

Obezitenin, sağlık açısından ciddi bir risk faktörü olduğunu ifade eden Hasanoğlu, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu ve bazı kanser türlerinin obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklar olduğunu kaydetti.

Hasanoğlu, obez çocuklarda iskeletin taşıdığı yükün artması nedeniyle de kemik yapı ve duruş bozuklukları ile karşılaşılabildiğini belirterek, bunun da çocuğun psikolojisini ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkilediğini söyledi.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Obez çocukların tedaviye başlanmadan önce kapsamlı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Hasanoğlu, tedavinin kalori kısıtlaması ve egzersizden oluştuğunu kaydetti.

Hasanoğlu, tedavi sürecinde çocuğun psikolojik destek almasının yararlı olacağını belirterek, obez çocuğun tedavi sürecinde aşırı zorlanmaması ve baskı uygulanmaması gerektiğini söyledi.

Hasanoğlu, obezitenin deri kıvrım kalınlığı, ağırlık ve boy uzunluğuna dayalı oranlar ve bel/kalça oranları gibi metotlarla belirlendiğini kaydetti.

Hasanoğlu, tedavinin başarısında aile bireylerinin tutumunun çok önemli olduğunu belirterek, ailelere şu uyarılarda bulundu:
“Aile olarak beslenme alışkanlıkları değiştirilmeli, düzenli yemek yeme saatleri olmalı, yemek hızlı ve ayakta atıştırma şeklinde olmamalı, yemek zamanları huzurlu bir ortamda olmalı, yemeklerde sadece çocuğun sevdiği yiyeceklerden ziyade bol sebze yemekleri tüketilmeli, hamburger, kızarmış patates, hazır kek, çikolata ve kolalı içeceklerin tüketilmesi hoş karşılanmamalı, çocuğun her yemek istediğine izin verilmemeli, çocukların ev dışında ne ile beslendiği izlenmeli, çocuk mutlaka bir spor dalı ile uğraşmalı ve çocukların günde 2 saatten fazla televizyon seyretmesine ve bilgisayarla vakit geçirmesine izin verilmemeli ve bir şikayet olmaksızın düzenli olarak her 3 ayda bir doktor kontrolünden geçirilmeli.”

Kaynak: NTV

Paylaş

Yorumlar