Çocuk mu Kariyer mi?

Bir tarafta anne olma isteği, diğer bir tarafta kariyer basamaklarını hızla tırmanıyor olmanın verdiği mutluluk… İki seçenek arasındaki uçurum giderek artıyor, modern kadın işin içinden bir türlü çıkamıyor.

Aslında hepsini istiyoruz. Ancak çoğu zaman anne olmanın dayanılmaz hafifliğiyle, ekonomik özgürlüğe sahip olmak, dahası kariyerin bir yerlerinden sıkı sıkı tutunmak arasında bocalayıp duruyoruz. “İkisinin bir arada olması bu kadar mı zor” diyenlere kısa bir yanıtımız var. Evet! Zira, başta patronunuz olmak üzere çevrenizdeki herkes hamile kaldığınız takdirde performansınızın düşeceğine inanıyor. Ancak küçük bir farkla. Patronunuz işyerinizdeki performansınızla ilgilenirken eşiniz, bebeğinize yeteri kadar vakit ayıramayacağınızı düşünüyor! Kısaca, çalışan bir kadın için çocuk sahibi olmayı düşünmek işini kaybetmekle neredeyse eşanlamlı. Buna rağmen “her şeyi” isteyen bir kadın, bu ve buna benzer bazı riskleri göze alması gerekiyor. Hatta öyle ki, hamilelik döneminin bitiminden çocuk okul çağına gelene kadarki zamanı telafi mümkün olmayacağına göre her şeye baştan başlamak bile gerekebilir. Tabii, iş görüşmelerinde karşılaştığınız genç ve güzel rakibelerinizle mücadele gücünüz varsa!

Geleneksel anne kariyer sahibi anneye karşı
Uzmanlar, hiçbir kadının dünyaya bir çocuk getirmek istemediği için kendini suçlamaması gerektiği görüşünde. Ne var ki, geleneksel anne figürü, kariyer sahibi anneyle çakıştığında sorunlar baş gösteriyor. Zira, bu iki çok önemli işi aynı anda götüren kadın başkaları tarafından mümkün değilmiş gibi algılanıyor. İşyerinde aslında her zaman yaptığı hatalar, anne olduktan sonra tamamen buna bağlanıyor ve anne olmanın performansını etkilediği görüşü hakim oluyor. Yani, güçlü ve başarılı kadınlar önce partneri sonra da meslektaşları tarafından sindirilmek isteniyor.

“Çocuk da yaparım kariyer de”
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, anne olmak için yanıp tutuşan ve bu uğurda kariyerini bir kalemde silip atmakta bir an bile tereddüt etmeyenler de yok değil. Bir bankada şube müdürü olarak görev yapan 34 yaşındaki Nilay da bu kadınlardan biri. “Anneliğin kariyerimi olumsuz olarak etkileyeceğini biliyordum. Hele de bizim gibi erkek egemen bir sektörde çalışıyorsanız. Ancak, bu görüş, anne alma fikirden beni bir an olsun caydırmadı. Sanırım annemin çalışan bir kadın olmasına rağmen benimle yeteri kadar vakit geçirmesinin ve beni mutlu etmesinin büyük etkisi var.” diyor ama, birden fazla çocuk düşünmediğini eklemeden de yapamıyor. Zira, Nilay erkeklerin eskiye oranla hiç değişmediği görüşünde. “Erkekler işyerindeyken sadece yaptıkları işi düşünüyorlar, ya da akşamki büyük maçı nerede seyredeceklerini! Oysa biz kadınlar, akşama gelecek misafirlere ne ikram edeceğimizden tutun, çocuğumuzun sabah neden ağlayarak uyandığına kadar birçok detayı düşünmek zorundayız.”

Neler yapmalı?
Diyelim ki, her şeye rağmen anne oldunuz. Kimi zaman annelik depresyonu, bebeğinizi kollarınıza almanın önüne geçebilir. İşte bu durumda yapmanız gerekenler…

• Her gün kendinize biraz vakit ayırmayı ihmal etmeyin: Çocuğunuzu yatırdıkta sonra en az yarım saat kitap veya dergi okuyun.

• Her zaman bakımlı olun: Doğumun üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen hala fazla kilolarınızı veremediyseniz dert etmeyin. Sadece kendinizi çirkin hissettiğiniz için, makyajınızı, manikür ve pedikürünüzü ihmal etmeyin.

• Eskiden olduğu gibi arkadaşlarınızla buluşun: Bebeğinizi birine bırakma fırsatınız varsa, bunu mutlaka değerlendirin ve hemen telefona sarılarak uzun süredir görmediğiniz ne kadar arkadaşınız varsa arayın. Güzel bir gün için organizasyon yapın.

• Yeni kıyafetler alın: Alışveriş yapmak her kadını mutlu eder. Bu nedenle çok pahalı olmasa da kendinize arada sırada yeni kıyafetler ve aksesuarlar alın.

• Saçınızın modelini ve rengini değiştirin: Biz kadınlar kendimizi ne zaman kötü hissetsek, soluğu kuaför salonunda alırız. Kendinizi mutsuz hissettiğiniz zamanlarda saçınızın modelini ve rengini değiştirmekten korkmayın (eşiniz istemese bile!)

Uzman görüşü: Suna Tanaltay
“İstemeden asla anne olmayın”

“Ne yazık ki, günümüz kadını bu sorunu sık sık yaşıyor. Bir tarafta çok sevdiği işi, diğer tarafta da anne olma isteği kadını büyük bir ikileme itiyor ve zaman zaman doğru olmayan kararlar vermeye zorluyor. Aslında bu sorun aşılamayacak kadar zor değil. Kadın eğer istiyorsa mutlaka anne olmalı. Yoksa sonradan bunun acısını çok çeker. Yok, eğer anne olmayı istemiyorsa, sadece çevre yüzünden böyle büyük bir sorumluluğu almamalı. Çünkü istemeden anne olmak, doğumdan sonra intiharla bile sonuçlanabilecek ciddi depresyonlara neden olabilir.”

Paylaş

Yorumlar